Bu Ay BeStyle'da Gülsim Ali Var!

Gülsim, genç yaşında oyunculuk serüvenine başlamış güzel bir kadın. Durmamış, çok çalışmış, karşısına çıkan projeleri ince eleyip sık dokuyarak iyi rollerin hakkından gelmeyi başarmış. Birçok kadın oyuncudan ilham aldığını söyleyen Gülsim, hayal ettiği bir yolda yürüdüğü için çok özgüvenli, cesur ve kararlı. Dijital tarafa da yatırım yapmayı ihmal etmiyor. Ülke değiştirip Türkiye'de başarılara koşan Gülsim Ali, bahar BeStyle Magazine kapağında!

RÖPORTAJTUĞÇE ORÇUNUS

FOTOĞRAFÜNAL AVCI

STYLINGBÜŞRA YAYCI

SAÇRAMAZAN BATAK

MAKYAJERKAN ULUÇ

MEKANTHE ST.REGIS HOTEL

DİJİTAL İÇERİK DİREKTÖRÜTUĞÇE ORÇUNUS

KURUMSAL İLETİŞİMMUKADDES KAYA

Çok genç olmana rağmen kısa sürede ekranlarda dikkat çeken isimler arasına yerleştin Gülsim. Oyunculuğuna geçmeden Bulgaristan'dan Türkiye'ye uzanan yolculuğunu kısaca dinlemek isteriz. Zor bir süreç miydi senin için?

Aslında kolay bir yolculuk değildi. Ailemle birlikte Bulgaristan’dan Türkiye’ye geldiğimizde çok gençtim ama içimde hep bir merak, bir keşfetme arzusu vardı. Dil, kültür, insanlar… Her şey yeni ama bir o kadar da cezbediciydi. Zaman zaman zorlandım elbette ama bugün dönüp baktığımda, o zorlukların beni ben yapan taşlar olduğunu görüyorum.

Ülke değiştirip oyunculuğu meslek olarak seçmek iddialı bir karar. Kendine bu denli güvenip, bildiğin yolda devam etmen gurur verici. Hep oyuncu olma hayali içinde miydin?

Çocukken içimde hep bir televizyon tutkusu vardı. Önce modellik serüveni başladı ama kamera arkasındaki dünya beni daha çok cezbetti. Hep farklı hayatlara dokunmak, başka başka kadınların ruhunu tanımak ve taşımak istedim. Oyunculuk bana bu imkânı verdi. Bu yüzden evet, içten içe hep bu hayalin peşindeydim.

Mesleğinde belirli projelerde ama tam da isabetli rollerde çıktın karşımıza. Seçici misindir hep? Karar verirken önceliklerin neler oluyor?

Çok teşekkür ederim. Evet, seçiciyim diyebilirim. Bir projeye “evet” demem için sadece senaryonun değil, karakterin bana hissettirdikleri de çok önemli. Ekibin enerjisi, yönetmen ve karakterin iç dünyasıyla senaryo üzerinden kurduğum bağ; kararlarımda çok etkili oluyor.

Mesleğine bu denli tutkulu ve çalışkan birinin başarısız olması pek de mümkün değil ama senin enerjin de başka Gülsim. Çok gençsin, bu sebeple oyunculuğa dair altından kalkamayacağını düşündüğün veya çelişkiler yaşadığın zamanlar oluyor mu?

Bazen oluyor elbette. Her rol her zaman kolay sindirilebilen bir şey değil. Mesela, Al Sancak için erkek oyuncularla beraber askeri eğitim aldım. Çok zor ama aynı zamanda çok zevkliydi. O zamanlar gerçekten kendimi sorguladığım, "Acaba yapabilir miyim?" dediğim zamanlar oldu. Ama tam da o anlarda tutkumu hatırlıyorum. Kendime “Sen bu yola tesadüfen girmedin” demeyi seçiyorum.

Hepimiz, iş hayatlarımızda zaman zaman şanslı veya şanssız dönemler yaşayabiliyoruz. Sence, televizyon ekranlarında oldukça fazla izlenen dizilerde başrol oyuncusu olarak yer almak, tamamen çalışkanlığına mı bağlı yoksa işin içine biraz da şans giriyor mu?

Bence bu işin yüzde ellisi çalışmak, geri kalanı da doğru zamanda ve doğru insanlarla karşılaşmak. Şans elbette var ama o şansı değerlendirecek hazırlıkta değilsen, kapılar da kolay açılmıyor. O yüzden şans kadar hazırlıkta şart. Bir de ekip tabii, ekip ruhu çok başka birşey. Sette çalışan yüzlerce insanın içinde en ufak bir detay bile çok önemlidir. O yüzden bir bütünlük sağlamak gerek.

Dijitalde de yetişemediğimiz bir hız var. Yakında vizyona girecek ve senin de içinde olduğun Harman Yeri yapımından biraz bahseder misin?

Harman Yeri, benim için çok özel bir proje. Hem anlatmak istediği hikâyeyle hem de içinde yer aldığım Cemre karakteriyle… Anadolu’nun toprak kokan hikâyelerinden biri. İzleyen herkesin kendinden bir parça bulacağı bir yapım olduğuna inanıyorum. İçeresinde rol almaktan mutluluk duyduğum bir iş oldu. Hem set arkasında hem set önünde çok güzel bir kimya yakaladık. Bu yüzden yayınlanmasını sabırsızlıkla  bekliyorum.

Oradaki Cemre rolüyle Gülsim'in herhangi bir benzerlikleri var mı? Merak ediyoruz.

Cemre de benim gibi çok fazla içsel yolculuklar yapan, güçlü ama kırılgan yanlarıda olan bir kadın. Onunla benzer yanlarımız var: Ailesine bağlılığı, sezgilerinin güçlü olması ve bazen fazla düşünmesi… Oynarken kendimi bulduğum çok sahne oldu. Tek benzemediğimiz nokta, kararsızlığı… Ben kararlıyımdır. Siyahsa siyah, beyazsa beyaz. Cemre öyle değil. O, kim nereye hangi tarafa çekerse oraya gidebilen bir karakter yapısına sahip.

Peki 2025 yılı bitmeden hayata geçirmek istediğin bir projen var mı?

Aslında bu aralar şu düşünce içerisindeyim, zaman çok hızlı geçiyor… Hem sinema filmim hem de dijital projem bu yıl yayınlanacak, onların heyecanı var. Ayrıca çok yakında sevenlerimle buluşacağım bir markanın yüzü olduğum dijital kampanyam olacak. Dileğim ve isteğim, en kısa zamanda yıl bitmeden TV dizisiyle ekranlara dönüş yapmak. Her hafta izleyircilerle buluşmak, onlara süreklilik anlamında bir hikaye aktarmak çok keyifli.

Sosyal medyada da iyi bir takipçi profilin var. Yurt dışında da ilgi gören bir isim olduğun için 2 milyon ismin radarındasın. O tarafı nasıl yönetmeyi tercih ediyorsun?

Sosyal medyayı ölçülü kullanmaya çalışıyorum. Elbette sevenlerle buluşmak çok kıymetli ama kendimi korumayı da önemsiyorum. Hayatımın her anını paylaşmak bana göre değil. Biraz gizemli kalmak, sadece işimle görünür olmak tercihim.

Sosyal medyada ciddi eleştirildiğin oldu mu hiç?

Oldu tabii. Kimse, herkesi memnun edemez ama yapıcı eleştirilerden çok şey öğreniyorum. Kırıcı ve kötü niyetli olanları ise artık çok fazla üzerime almıyorum. Zamanla bu dengeyi kurmayı öğrendim.

Hayatıma büyük katkısı var dediğin rolün hangisiydi sence?

Bence Diriliş Ertuğrul'daki Aslıhan Hatun… Bana hem oyunculukta hem de kişisel olarak çok şey kattı. Duruşuyla, cesaretiyle ve adaletiyle. O rol içimde hâlâ yaşayan bir kadın, çok sevmiştim onu.

Ün kazandıkça hiç şımaracakmışsın gibi hissettiğin oluyor mu?

Açıkçası bu soruya kocaman bir “hayır” diyebilirim. Elbette sevilmek, beğenilmek, takdir edilmek çok güzel duygular; insanın kalbini ısıtıyor. Ama ilginin büyüsü kadar, onunla gelen sorumluluğunda farkındayım. Ben öyle pamuklara sarılarak büyütülen biri olmadım. Çocukluğumda da hiçbir zaman şımartılmadım. Ailem hep yanımda oldu ama aynı zamanda güçlü durmayı, sorunlarla baş etmeyi de bana öğrettiler. Bu yaşıma kadar şımarmadım, bu yaştan sonra da şımaracağımı düşünmüyorum.

Kariyerinde kendine örnek aldığın oyuncular kimler?

Ben kariyerimde tek bir isimden ilham almak yerine, Türkiye’deki birçok kadın oyuncudan ilham alıyorum. Her rolünde kendini yenileyen, cesur adımlar atan çok yetenekli oyuncularımız var. Ödül alıp almamaları benim için ikinci planda çünkü asıl önemli olan izleyiciye ne hissettirebildiğin. Bazen bir rol çok ses getirir ama orada kalmak tehlikelidir. Ben sürekli değişen, gelişen ve her seferinde izleyiciyi şaşırtan bir oyuncu olmak istiyorum. “Bu da mı onun içinde varmış?” dedirtmek en büyük hayalim. Benim için asıl başarı, kalıcı olmak ve iz bırakmak.

Son olarak kariyer yolculuğuna başladığın 2012 yılına geri dönecek olsan, her şeye en baştan yine aynı şekilde mi başlardın? Yoksa mutlaka bazı şeyleri değiştirerek mi hareket etmek isterdin?

Sanırım çoğunu aynı şekilde yapardım. Hatalarım da oldu ama onlar da beni ben yaptı. Belki bazı kararlarımda daha cesur olabilirdim belki "Daha az üzül Gülsim"derdim ama bunların hepsi bir öğrenmeydi. Hayal ettiğim bir kariyer yolculuğum var. Çok çabaladım, çok istedim. Düştüğüm zaman kalkmasını bildim, sabrettim ve bekledim. Karşılığını da aldım, alıyorum. Beni seven o kadar çok insan var ki etrafımda; arkadaşlarım olsun, ekibim olsun, beni yakından takip eden sevenlerim, hepsi çok değerli benim için. Ne onları ne de attığım adımları değiştirmek istemezdim.