Aradığınız Konu ?

beMAN Magazine Mehmet Korhan Fırat Nisan 2025

15 Nisan 2025
beMAN Magazine Mehmet Korhan Fırat Nisan 2025

 

Hep dönemin başarılı dizilerinde oynayarak yıllar içerisinde geniş bir hayran kitlesine sahip olmuş Mehmet Korhan ile beraberiz Nisan sayımızda. Kendisinden ve oyunculuğundan bahsederken gözlerinin içi parlıyor. Dünyaya bu mesleği yapmak için gelmiş ve bunu başarabildiğini gördüğü için çok şanslı hissediyor. İnsanların mutlu oldukları set ortamlarında çalıştığı için de işine daha da sarılıyor, her geçen gün başarılarına yenilerini ekliyor. Şu anki projesi Hudutsuz Sevda dizisindeki Oğuz karakterinden 2025 hedeflerine kadar her şeyi konuştuğumuz çekimimiz sizinle.

 

RÖPORTAJ TUĞÇE ORÇUNUS

FOTOĞRAF YİĞİT DANACI

STYLING MURAT HAN

SAÇ & MAKYAJ GÖKHAN CİĞEROĞLU

VİDEO ÜNAL AVCI

FOTOĞRAF ASİSTANI BİLAL BATUHAN YOLCU

PR NUR KURAN

MENAJERLİK AG MENAJERLİK

RETOUCH SERKAN ERKAN

MEKAN SOFITEL TAKSİM

DİJİTAL İÇERİK DİREKTÖRÜ TUĞÇE ORÇUNUS

KURUMSAL İLETİŞİM MUKADDES KAYA

Okulunu uzattığında karşına çıkan dizi teklifi ile oyunculuk serüvenine adım atmışsın. Biraz da şans kokusu alıyor gibiyiz. Ne dersin? Şanslı mısındır?

Evet okulu uzatmak iyi bir sonuç gibi görünmese de, yeni bir şans yaratması açısından benim için şanslı bir sonuç doğurdu diyebilirim. Konya’da okudum ben ve özellikle o yıllarda İstanbul dışında dizi çekilmesi çok nadir bir durumdu. Konya’da dizi çekiliyor olması da tabii şanstı benim için. Okulu uzatınca çok fazla zamanım oldu ve o zamanı, kamerayı ve kamera önünü öğrenerek, deneyimleyerek değerlendirmek müthiş bir şanstı diyebiliriz. Şans kavramına çok inanmasam da şanslıyım diyebilirim sanırım.

Oyunculuğu biraz da yolda öğrendiğinden bahsediyorsun. Bunun dezavantajları neler oldu?

Oyunculuk ve oyunculuğu yolda öğrenmek biten bir şey değil aslında. Hâlâ öğrenmeye, kendimizi geliştirmeye devam ettiğimiz bir yol ve yolculuk. Ama orada kastettiğim şuydu; okuldaki arkadaşlarımın hemen hemen hepsi daha önce tiyatro sahneleriyle ve oyunculukla ilgilenmiş insanlardı. Benim okul öncesi çok kısa süreli sınavlara giriş hazırlığı eğitimim oldu. Çünkü benim için bu tercihte bulunmak, sınava girmek ve oyunculuk okumak, hepsi çok hızlı gelişti. Ve o dönem bu beni ürkütmüştü de çünkü herkes teorik ve pratik olarak çok daha bilgili geliyordu. Ama tabi zamanla ve tecrübeyle öğrenme yolculuğunun bitmediğini de daha iyi kavrıyor insan.

Şefkat Tepe dizisindeki Şahin Bulut'un sendeki yeri hep ayrıdır diye düşünüyorum. Her şeyin başladığı zamana gitsek, o dönemlerin için neler söylemek istersin?

Evet tabii ister istemez yeri ayrı ve şu açıdan önemli; her şeyi ilk kez deneyimlediğim bir dönem, bir karakter ve projeydi Şefkat Tepe. Henüz öğrenciyken bu deneyimi yaşayabilmemin de etkisi var çünkü araya çok zaman girmeden, ikinci sınıftayken kendimi tanıma ve gösterebilme şansım olmuştu teknik olarak. O yüzden her şeyin başladığı yer tanımlaması doğru. Tabii ki çok heyecanlıydım o dönem ve bu şekilde başlaması da belki hala bu heyecanı koruyor olmamı sağladı diyebiliriz. Hala aynı heyecanı duyuyorum aslında.

Ardından da pek ara vermeden birçok projede yer almaya devam etmişsin. Kısacası yıllar içerisinde düzenli olarak TV ekranlarında izlediğimiz oyuncu listesinde yer alıyorsun. Başarılarının sırlarından biri de durmadan çalışmak mı?

Tabii ki benim de ara verdiğim dönemler oldu ama burada başarıyı şöyle de değerlendirebiliriz. Benim hep iyi projelerde bulunma şansım oldu. Aslında bir oyuncu hep daha fazlasını ve farklı şeyler oynamayı ister. Ben de öyleyim. Keşke daha fazla ve farklı karakterler oynayabilseydim ama çok iyi oyuncularla çok başarılı işlerde çalışma fırsatı buldum. Yani aslında durmadan çalışmak yerine, belki doğru tercihlerde bulunmak ve birbirinden ayrı karakterleri oynamaya çalışmak diyebilirim.

Yer aldığın dizilerin arasında Mehmet Korhan'a en yakın ve en uzak olan karakterler hangileriydi? Nedenlerini de merak ediyoruz.

Oynadığımız her karakterde kendimizden bir şeyler var haliyle. Buluyoruz, ekliyoruz ve ister istemez kendimizle harmanlayarak dönüştürebiliyoruz. Ama sanırım en yakını Bizim Hikaye dizisindeki “Tufan” karakteri. Çok yufka yürekli bir adamdı Tufan, sanırım ben de biraz öyleyim, o tarafıyla hep bana çok yakın hissettirmiştir. Genel olarak şiddete meyilli ve silah kullanan karakterler de bana uzaktır diye düşünüyorum. Çünkü ben nefret ederim silahlardan. Ama insanlar öyle karakterleri çok yakıştırıyor bana, ben de oyuncu olarak en iyisini yapmaya çabalıyorum. İlk oynadığım karakter de bir askerdi, Oğuz da öyle bir karakter. Bu da hayatın bir cilvesi diyebiliriz.

Kariyerine bakınca hep iyi diziler yer alıyor. Sinema hakkında ne düşünüyorsun? Seni bir sinema filminde de görmek isteriz. Dizi sektörü senin için daha mı ön planda?

Ben aslında çocukluktan beri bir sinema aşığıyım ve ben de inanamıyorum hâlâ bir sinema filmimin olmamasına. Ama maalesef takvim öyle ilerlemedi, araya hep bir şeyler girdi ve bir türlü olmadı. İyi işler ve diziler yapabildik ama tabii ki ön planda tutmak gibi değil de, sanırım artık geçen zamanla birlikte çok daha iyi bir filmin içinde olmayı istemekle ilgili bir duruma dönüştü. Çünkü olmadıkça ve zaman geçtikçe ben de biraz tercihlerim konusunda daha seçici olmak durumunda hissediyorum kendimi. Yani öylesine bir sinema filmi yapmış olmak için yapmak istemediğim bir noktaya doğru evrildi hikaye. Ben de çok istiyorum iyi bir sinema filminin içinde olmayı ve olduğunda benim için gerçekten değerli bir iş olmalı.

Son dönemlerde dijital platformlardaki diziler herkesin takibinde. O dünya için sen neler düşünüyorsun? Yakın zamanda seni dijitalde de izleyebilecek miyiz?

Televizyon dizileri ister istemez çok kısa zamanlarda çekilmeye mecbur olduğu ve daha geniş bir kitleye hitap ettiği için, çok spesifik hikayeler göremediğimiz, birbirine yakın matematiklerle ilerleyen işler olabiliyor. Ama dijital platformlarda yapılan işler bu mecburiyetlerden daha uzak. Haliyle daha yaratıcı ve vurucu işler izleyebiliyoruz. Projeye adanan zamanın daha geniş olması, daha yaratıcı çalışılabilen bir ortam getirdiği için bunun teknik sebepleri de var. Seyirci olarak ben de sıkı bir takipçisiyim dijital işlerin. Yer almaya gelince de, yine doğru tercihlerde bulunabilmek için beklediğim ama içinde olmak da istediğim bir tarafta benim için.

2025 bitmeden 'mutlaka hayata geçirmek istiyorum' dediğin bir projen var mı?

Siz de sordunuz madem öyle diyeyim; iyi bir sinema filmi projesinde yer almak.

 

2023 yılından bu yana devam eden Hudutsuz Sevda dizisinde Oğuz karakterini canlandırıyorsun. Dizi çok da sevildi. Nasıl bir set ortamınız var?

Evet sevilen bir dizi Hudutsuz Sevda. Aslında bu az önceki sorunuza da cevap gibi, çünkü bildiğimiz televizyon dinamiklerinin, televizyon matematiğinin çok da içinde bir iş olduğuna inanmıyorum. Senaristlerimiz her hafta bizi de, seyirciyi de şaşırtmayı başarıyorlar ve bence çok müthiş bir iş çıkarıyorlar. Gençliğimden beri çok büyük saygı duyduğum, “Kurtlar Vadisi” “Ekmek Teknesi” gibi, dizi tarihinin seyrini değiştirmiş birçok diziyi yazan isimler. Aslında zor bir iş çekiyoruz, onu da itiraf etmem gerek ama buna rağmen müthiş bir keyif var sette. Klişe de olabilir ama harika bir set ortamımız var. Buna oyuncu ekibini, teknik ekibi de dahil ederek söylüyorum. Normalde ikinci sezonuna geldiğimiz bir işte aynı motivasyonla devam edebilmek zordur ama fevkalade oyuncularla çalışıyoruz. Bu da haliyle daha diri ve heyecanlı tutuyor bizi.

 

Yakında ne gibi sürprizler olacak dizide? Bize biraz ipucu verir misin?

Yer aldığın projelerde uzman çavuş, jandarma üsteğmen gibi rollere hayat veriyorsun. Bu bir tesadüf mü sence?

Her hafta gelen senaryo bize de sürpriz oluyor. Normalde izlerken de oynarken de, bir hafta sonra neler olabileceğini üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz ama Hudutsuz Sevda’da bu tahminlerde bulunmak gerçekten çok zor. O yüzden ne yazık ki bir ipucu veremem. Söylediğim gibi ben şiddet seven ve silahlardan hoşlanan biri olmadığım için Şefkat Tepe’den sonra çok uzak durmaya ve farklı karakterler oynamaya çalıştım. Aslında Oğuz da aynı kulvarda olmasa da benzer niteliklere sahip denilebilecek ikinci karakter ama Şefkat Tepe’den beri takip edenlerden en çok duyduğum şey, asker rollerini çok yakıştırdıkları. Ben de uzun bir aradan sonra Hudutsuz Sevda ile böyle bir tercihte bulundum ama iyi ki bulunmuşum diyorum.

Yarım milyona yakın takipçin var sosyal medyada. Oldukça ilgi gören, sevilen ve örnek alınan bir oyuncu olarak dijital tarafı nasıl yönetiyorsun? Belirli bir sistem doğrultusunda mı yoksa tamamen senin yönetiminde mi?

Aslında çok da yönetebildiğim söylenemez. Uzun zamandır yeterince ilgilenmediğimle ve doğru kullanmadığımla ilgili baskı yapılıyordu. Ben de yeni yeni ilgilenmeye ve önemsemeye başladım. Hala tahmin edildiği ya da beklendiği gibi kullandığımı söyleyemem. Ama hayatta bazı anlar var birileriyle paylaşmak istediğin, ben daha çok o anları paylaşmak için kullanıyorum.

 

Son olarak hayatı yaşama şekline dair inandığın ve uygulamaya özen gösterdiğin bir motton var mı?

Hayata dair mottolara çok güvenmiyorum aslında. Çünkü hayatta bir eminlik halinin olabileceğine inanmıyorum, o yüzden mottoların da çok yanıltıcı olabileceğini ve genelleyici kavramlar olduğunu düşünüyorum diyebilirim.

Bestyle Magazin
Editör / Yazar
Diğer Yazıları Gör

CEMİL İREZ CREATİVE ART DİRECTOR/ HAİR STYLİST

Bu Ay BeStyle'da Gülsim Ali Var!

Bültenimize kayıt olmak
ister misin?

Be Style haberlerini ve gündemini takip et.

Şimdi Kaydol