Bu Ay BeStyle'da Sitare Akbaş Var!

Sitare, genç ama bir o kadar da başarılarla dolu kariyer geçmişine sahip. İş hayatındaki özeni ve hassasiyetini uzun yıllardır koruyan, seçeceği rolleri ince eleyip sık dokuyan bir oyuncu. Özellikle son projesi olan Kızıl Goncalar'daki rolüyle çok başka bir mutluluğun içinde olduğunu söylüyor. Birgül'ü oynadıkça sanki tüm kadınlara kocaman sarıldığını hissettiğini dile getiriyor, ne mutlu. Çalışmanın kendisini beslediğini ve aslında bir işkolik olduğunu söyleyen Sitare ile bundan sonraki hedeflerini konuştuk.
RÖPORTAJTUĞÇE ORÇUNUS
FOTOĞRAFKAYRA SERVAN ÇANAKÇI
STYLINGBOREAL BRANDLIFTING
MAKYAJARYA BEKTAŞ, BERK SİLKA
SAÇAYSEL BECERMEN
BASIN DANIŞMANIBAŞAK GÜNEŞBERK
DİJİTAL İÇERİK DİREKTÖRÜTUĞÇE ORÇUNUS
DİJİTAL İÇERİK EDİTÖRÜYAĞMUR ÖZER
KURUMSAL İLETİŞİMMUKADDES KAYA
Ben bu soruyu sormadan tabii araştırdım ama herkesin merak konusu olduğuna eminim. Sahi ne demek Sitare? Arap kökenli bir kelime sanıyorum.
Aslında Farsça kökenli ve farklı farklı anlamlara sahip. Yıldız, Venüs, Kabe'nin üstündeki örtü demek. Birçok anlamda kullanılıyor diyebiliriz.
Nasıl bir dönemindesin bu aralar peki?
Aslında dizi bitti ve tatil moduna geçerim diye düşündüm ama baya yoğun bir döneme girdim. Yeni projeleri değerlendiriyoruz, bir yandan da bu sezon tiyatro oyunu yapmak çok istediğim için okumalar devam ediyor. Diğer tarafta da bir parfüm markası kurmuştum, onun yurt dışı bağlantıları için toplantılarım oluyor. Baya hareketli bir dönemimdeyim kısacası.
Her geçen yıl oyunculuk kariyerindeki başarıların artmış. Kendine nasıl yatırımlar yapıyorsun?
Çok teşekkür ederim, öyle olması beni çok mutlu ediyor. Bence bizim en büyük yatırımımız; okumak, anlamak ve izlemek. Gözlemleyebileceğim ne varsa, bu bir insanda, bir kitapta, bir filmde olabilir... Gözlemlemeyi hiç bırakmıyorum, zaten mesleki olarak içime işlemiş durumda gözlemlemek. Onun dışında fiziksel olarak güçlü olmak için spor yapıyorum. Bazen çeşitli roller için özel eğitimler alıyorum. Erbane ve akrobasi kurslarına gidiyorum. Şan eğitimine daha da yoğunlaşmak üzerine çalışıyorum.
Kariyer geçmişine baktığımızda pek durmadığını görüyoruz. Her yıla güzel bir proje eklemişsin. Durmadan çalışmak çok mu iyi geliyor sana?
Ben bir işkolik olduğumu kabul ettim. Çalışmak bana çok iyi geliyor kesinlikle. Sette değilsem bile çalışacağım bir şey mutlaka buluyorum. Hiç olmadı şiir veya tirad çalışıyorum. Pek duramıyorum anlayacağınız.
Son projen ise geçen ay final yapan Kızıl Goncalar oldu. Bambaşka bir karaktere hayat verdin, Birgül. Nasıl bir süreçti senin için? Birgül'ün sana öğrettiklerini merak ediyoruz.
Birgül, içsel olarak neredeyse aynı düşündüğüm, fiziksel olarak ise benden çok farklı bir dünyanın insanıydı. Beni hiç tanışmadığım, deneyimlemediğim bir dünyayla tanıştırdı. Kahramanım benim Birgül. Tabii ki bütün rollerim çok özeldi ama Birgül’ü anlamaya, kabul etmeye, anlatmaya çalışırken o kadar çok şey öğrendim ki. Eskiden farklı kafalardayız gibi gelirken, tüm kadınların ortak acısını görmeme vesile oldu. Türk televizyon tarihindeki ilk feminist islamcıyı oynamış olmak da apayrı mutluluk vericiydi benim için. Birgül’ün her direnişinde sanki bütün kadınlarla kocaman bir sarılmanın içinde gibi hissettim kendimi. Hayatım boyunca unutmayacağım, hep gururla hatırlayacağım Birgül’ü.
Dizi kadrosu da şahaneydi. Özcan Deniz, Özgü Namal, Mert Yazıcıoğlu, Tolga Tekin ve birçok iyi oyuncunun yer aldığı, Türkiye için de önemli bir yere sahip Kızıl Goncalar'da yer almanın, bundan sonraki oyunculuk kariyerine nasıl yansımaları olacak dersin?
Birbirinden kıymetli oyuncularla çalıştım. Hatta 2.konservatuarımızdı, hep öyle söylüyoruz. Yaşı benden büyük ve küçük olan ustalarım diye baktım onlara ve hepsini çok seviyorum. Paha biçilemez şeyler öğrendim. Böyle müthiş bir senaryodan sonra, bu kadar şanslı olabileceğim yeni bir proje için umut ediyorum tabii ki. Ama insanın her zaman bu kadar incelikli, derin ve gerçekçi işler maalesef karşısına çıkmıyor. Ama dilerim daha iyileri olur, yazılır, çekilir ve oynanır. Açıkçası kariyerimi çok daha efektif ve güçlü bir yere taşıdığını düşünüyorum bu projenin. Rol seçimlerini yaparken insanların beni her defasında başka bir imajda, renkte ve ruhta görmesini çok seviyorum. Birgül de bu başarıyı hissettiğim en özel rollerimden biri oldu. Çok da iyi oldu. Birgül’ü oynamak büyük onurdu benim için.
Projeleri kabul ederken ince eleyip sık dokur musun? Yoksa biraz da karşına çıktığı için şansına inanır mısın?
Aslında ikisi de diyebilirim. Karşıma çıktığı için şanslı olduğuma inanıp sonrasında kılı kırk yararım. Sonuçta kabullenmek lazım, daha çok kabullenmemiz gereken bir hayat yaşıyoruz. Ekonomik sebeplerden çok az iş çekiliyor, o yüzden karşıma çıkanlar için şanslıyım.
Dijitalde dünyada pek yoksun Sitare. Tercih etmediğin için mi? Yoksa içine sinen iyi bir projeyle henüz yolların kesişmediği için mi?
Henüz içime sinen bir proje olmadı.
Erken yaşta oyunculuk hayatına başlayan biri olarak, dijital dünyadaki içerikler hakkında neler söylemek istersin?
Benim dijital dünyaya dair içerik kalitesindeki umudum çok yüksekti. Açıkçası ana akımdaki işleri daha iyi buluyorum. Çok nadir müthiş işler oldu dijitalde, onda da benim yolum kesişmedi. Mutlaka var zamanı ve en dilerim ki güzel haliyle olur.
Instagramda milyon takipçin var, orada da çok seviliyorsun. Sosyal medyayı sadece bir iş olarak mı görüyorsun yoksa hem özel yaşam hem de iş olarak harmanlamayı sevenlerden misin? Kendini ne kadar yansıtıyorsun mesela orada?
Açıkçası yüzde yüz kendimi gösterdiğimi düşünmüyorum. Ama bu benim sosyal çevrem için de öyle. Aslında ben, kendimi güvende hissettiğimde kendimi var edebiliyorum. Sosyal medya çok güvenli bir alan değil ama iş yapma olanağı sağlayan, nasıl değerlendirdiğinize bağlı olarak vizyonunuzu geliştirebileceğiniz bir yer. Artık hayatımızın bir parçası olan o alanda da kıymet görmek şahane bir şey tabii ki. Ben de daha iyi neler yapabilirim diye düşünüyorum.
Orada markaların kadrajında olduğunu görüyoruz. Yakın gelecekte sosyal medyada güzel iş birlikleri sürprizin var mı?
Çok heyecanlı olduğum bir işbirliğimiz var, çok az kaldı, geliyor.
Mesleğinin dışında seni en çok besleyen şeyler nelerdir hayatta?
Felsefe ve psikoloji alanlarında okumayı, muhabbet etmeyi çok severim. Ailem ve dostlarımla geçirdiğim sürede beslenirim, o anlar çok kıymetlidir benim için.
Hepsi senin için özeldir ama en çok hangi rolünün oyunculuk kariyerin için çok önemli bir adım olduğuna inanıyorsun?
Bu soruya cevap verirken 3 rolü de söylemezsem çok ayıp etmişim gibi hissedebilirim. İlki Akasya Durağı Zeyno. Yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanmamı sağladı. İnanıyorum ki Anadolu'nun herhangi bir köyüne gitsem beni gördüğüne sevinen, ağırlamak isteyen çok fazla insan olur. Bu sevgiyi kazanmama vesile olduğu için çok özel bir projeydi. İkincisi Sen Çal Kapımı dizisi. Fifi inanılmaz eğlendiğim, sete koşarak gittiğim bir roldü. Projeyi neredeyse tüm dünya izledi. Bu noktada da sanırım Avrupa ve Arap yarımadasından insanların sevgisini kazandım. Üçüncüsü ise Kızıl Goncalar'daki Birgül rolüm. İç dünyama ve ruhuma kattıklarını saymıyorum bile. Sanatsal değeri çok yüksek, bütün kadronun iyi oyunculardan oluştuğu, realistik bakış açısına en yakın işimdi. İnsanları sormaya, sorgulamaya iten, önemli fikirlerin tartışılabilir hatta o tartışmalara sebep olması dahi heyecan verici olan bir işti o yüzden çok kıymetli benim için. Sanata dair bir şey yaptığımda, bir kişinin soru sormasına bile vesile olduysam, kendimi işimi yapmış hissediyorum. Birgül de bu anlamda en özel rolümdü.
Peki son olarak ekran önünden çekildiğinde nasıl bir Sitare kalıyor geriye? Daha mı sessiz yoksa çok daha eğlenceli mi?
Kimi zaman ağzını açmaz, kimi zaman eğlenmenin her koşulda yolunu bulur. Güvende hissediyorsa çok sıcakkanlı, komik ve susmaz. Güvende hissetmezse ise soğuk konuşmaz, pek dahil olmaz. Aslında biraz da herkes gibi.